2 Mart 2014 Pazar

Zor Bir Hamilelik



Yeniden anne oluyorum.Kızım olacak. Her şey ne kadar güzel çok mutluyum. Ama o da ne bir garip hamilelik bu. İlk hamileliğimde sürekli uyumak istemek dışında hayatımda pek bir değişiklik olmamış kendimi doğum yapacağım ana kadar çok hafif çok rahat ve özgür hissetmiştim. Ancak hamileliğimin 9.haftasından beri çok ciddi yorgunluk, dayanılmaz düzeyde mide bulantıları yaşıyorum. Özellikle sabahları uyanır uyanmaz başlayan bulantıları çubuk kraker ve leblebi ile kısa süreliğine bastırabiliyorum. Su ve çay gibi sıvı içecekler bulantımı arttırıyor kokulardan inanılmaz rahatsız oluyorum. Doktorum önümüzdeki birkaç hafta daha böyle süreceğini eğer istersem ilaç yazabileceğini söylese de ben bulantılarımı leblebi ve çubuk krakerle bastırarak bu zorlu bir kaç haftayı atlatmayı planlıyorum.
Bu arada ailemden ve arkadaşlarımdan ikinci hamilelik şikayetlerimi bebeğimin cinsiyetine bağlayanlar oldu. Yaşadıklarım toplumda hamilelikte bebeğin cinsiyetinin annenin yüzüne, karın şekline, bedensel şikayetlerine etkisi olduğuna  dair ne kadar çok yanlış bilgilerle dolu olduğunu gösterdi. Bu yanlış bilgilerin hiçbir bilimsel temeli olmadığı gibi internette rastladığım bazı bilimsel çalışmalar bambaşka şeylerden bahsediyordu. Örneğin bazı çalışmalar özellikle annelerdeki bulantı başta olmak üzere bedensel şikayetlerinin birçoğunun psikolojik olduğunu söylüyordu. Evet bende pek çok kadının hamilelik sürecini eşleri ve aileleri için  abartılı istekler ve aşırı ilgi bekleyen tavırlarla kabusa çevirdiklerini kabul ediyordum. Ancak mide bulantılarım gerçekten psikolojik olabilir miydi?  Elbette insanın ruh halinin bedenine olumlu ve olumsuz yansımaları vardı. Ama bir psikolog olarak durup düşündüğümde , hamileliklerim arasındaki duygusal durumumu, gebelik planlarımın düşünsel ve bedensel hazırlıklarını, çevresel faktörleri hiçbir fark göremiyordum. Yani şikayetlerim psikolojik kökenli değildi.  Bundan emindim. 15. Haftadan itibaren bulantı şikayetlerim azalarak kayboldu. Ancak hemen ardından  yeni şikayetlerim olmaya başladı. Sırt ağrılarım, aşırı yorgunluk hislerim bu hamileliğimin zorlu geçmeye devam edeceğinin işaretleri oldu. Neredeyse 30. haftaya kadar devam eden fiziksel şikayetlerim uyku düzenimi bozdu ve aktivitelerimi sınırladı. Hatta yürüyüşlerimi bu şikayetlerim nedeniyle hep kısa tutmak zorunda kaldım. Ancak hamileliğimin 33. haftasına  girdiğim şu günlerde işim nedeniyle Azad Taha'dan uzak, ev işlerinden uzak günler geçiriyom. Kızım gelmeden oğlumla baş başa geçireceğimiz bu son haftaları ayrı geçirmemiz beni duygusal olarak olumsuz etkilese de fiziksel şikayetlerimi tamamen azalttı. Yani oğlumdan uzak geçen bu günler  aynı zamanda beni yormayan, enerji gerektirmeyen günler olduğu için bedenim adeta dinlenmiş oldu şikayetlerim yok oldu. Başlangıçtaki bulantılarımın nedenini ve çözümünü bulamamış olsamda bel ağrısı ve yorgunluk şikayetlerimin kaynağının Azad Taha ile ilgilenmek, onunla oynamak, gece onun için kalkmak, ev işleri gibi enerji gerektiren şeyler çözümünün ise bol bol dinlenmek olduğunu anlamış oldum.  Son olarak her bebeğin farklı gelişmesi olduğu gibi her hamileliğinde kendine özgü kolaylıkları ve zorlukları olduğunu deneyimlemiş oldum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder