Yeniden anne oluyorum.Kızım olacak. Her şey ne kadar güzel çok mutluyum. Ama o da ne bir garip hamilelik bu. İlk hamileliğimde sürekli uyumak istemek dışında hayatımda pek bir değişiklik olmamış kendimi doğum yapacağım ana kadar çok hafif çok rahat ve özgür hissetmiştim. Ancak hamileliğimin 9.haftasından beri çok ciddi yorgunluk, dayanılmaz düzeyde mide bulantıları yaşıyorum. Özellikle sabahları uyanır uyanmaz başlayan bulantıları çubuk kraker ve leblebi ile kısa süreliğine bastırabiliyorum. Su ve çay gibi sıvı içecekler bulantımı arttırıyor kokulardan inanılmaz rahatsız oluyorum. Doktorum önümüzdeki birkaç hafta daha böyle süreceğini eğer istersem ilaç yazabileceğini söylese de ben bulantılarımı leblebi ve çubuk krakerle bastırarak bu zorlu bir kaç haftayı atlatmayı planlıyorum.
Bu arada
ailemden ve arkadaşlarımdan ikinci hamilelik şikayetlerimi bebeğimin
cinsiyetine bağlayanlar oldu. Yaşadıklarım toplumda hamilelikte bebeğin
cinsiyetinin annenin yüzüne, karın şekline, bedensel şikayetlerine etkisi
olduğuna dair ne kadar çok yanlış
bilgilerle dolu olduğunu gösterdi. Bu yanlış bilgilerin hiçbir bilimsel temeli
olmadığı gibi internette rastladığım bazı bilimsel çalışmalar bambaşka
şeylerden bahsediyordu. Örneğin bazı çalışmalar özellikle annelerdeki bulantı
başta olmak üzere bedensel şikayetlerinin birçoğunun psikolojik olduğunu
söylüyordu. Evet bende pek çok kadının hamilelik sürecini eşleri ve aileleri
için abartılı istekler ve aşırı ilgi
bekleyen tavırlarla kabusa çevirdiklerini kabul ediyordum. Ancak mide bulantılarım
gerçekten psikolojik olabilir miydi?
Elbette insanın ruh halinin bedenine olumlu ve olumsuz yansımaları
vardı. Ama bir psikolog olarak durup düşündüğümde , hamileliklerim arasındaki
duygusal durumumu, gebelik planlarımın düşünsel ve bedensel hazırlıklarını,
çevresel faktörleri hiçbir fark göremiyordum. Yani şikayetlerim psikolojik
kökenli değildi. Bundan emindim. 15.
Haftadan itibaren bulantı şikayetlerim azalarak kayboldu. Ancak hemen ardından yeni şikayetlerim olmaya başladı. Sırt
ağrılarım, aşırı yorgunluk hislerim bu hamileliğimin zorlu geçmeye devam
edeceğinin işaretleri oldu. Neredeyse 30. haftaya kadar devam eden fiziksel
şikayetlerim uyku düzenimi bozdu ve aktivitelerimi sınırladı. Hatta
yürüyüşlerimi bu şikayetlerim nedeniyle hep kısa tutmak zorunda kaldım. Ancak
hamileliğimin 33. haftasına girdiğim şu
günlerde işim nedeniyle Azad Taha'dan uzak, ev işlerinden uzak günler
geçiriyom. Kızım gelmeden oğlumla baş başa geçireceğimiz bu son haftaları ayrı
geçirmemiz beni duygusal olarak olumsuz etkilese de fiziksel şikayetlerimi
tamamen azalttı. Yani oğlumdan uzak geçen bu günler aynı zamanda beni yormayan, enerji
gerektirmeyen günler olduğu için bedenim adeta dinlenmiş oldu şikayetlerim yok
oldu. Başlangıçtaki bulantılarımın nedenini ve çözümünü bulamamış olsamda bel
ağrısı ve yorgunluk şikayetlerimin kaynağının Azad Taha ile ilgilenmek, onunla
oynamak, gece onun için kalkmak, ev işleri gibi enerji gerektiren şeyler
çözümünün ise bol bol dinlenmek olduğunu anlamış oldum. Son olarak her bebeğin farklı gelişmesi
olduğu gibi her hamileliğinde kendine özgü kolaylıkları ve zorlukları olduğunu
deneyimlemiş oldum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder